Uydurma Hadisler 6

124. Semâ’nın (yağmur) suladığı (mahsüle) çok olsun az olsun onda bir vardır. Serpilerek veya uzaktaki suyla sulanan (mahsüle) çok olsun az olsun onda bir’in yarısı vardır. 

( فيما سقتِ السماءُ العُشرُ، وفيما سُقِيَ بنضْحٍ أو غَرْبٍ نصفُ العُشُرِ في قليلِهِ وآثيرِهِ )

Bu hadis ( çok olsun az olsun ) fazlalığı ile uydurmadır. Râvilerinden olan Ebu Mutî el-Belhî hakkında Ebu Hatim yalancı olduğunu söyler. el-Cevzecânî’de şöyle der: « Kendisi hadis uyduran murcie’nin başlarındandır » Şu’be de onun yalancı olduğunu söyler. Bu hadisin yalan olduğuna başka bir delil de Buhârî’nin sahihin de bu hadisi İbn Ömer kanalıyla ( çok olsun az olsun ) fazlalığı olmadan tahrîc etmesidir. Aynı  şekilde Müslim de Cabir kanalıyla, et-Tirmizî de Ebu Hureyre kanalıyla bu fazlalık olmadan rivâyet etmişlerdir.252[252] Bu  batıl  olan  fazlalığın  batıllığını  daha  da  arttıran  Buhârî  ve  Müslüm’  de  gelen başka bir hadistir: ( ليس فيما دون خمسة أوسق صدقة ) ( Beş hayvan yükünden ( 300 sa’dan)  aşağıya zekât gerekmez )253[253] İmâm Ahmed Şeyhi olan Ebu Hanife’ye hilafen bu sahih hadisi alır.254[254] Allah’ın kulları üzerine farz kılmadığı bir şeyi onların üzerine farz kılmak, işte bu zayıf hadislerin etkilerinden birisidir!

 

125. İman kalbte keskin dağlar gibi sabittir. Ondaki fazlalık ve eksiklik küfürdür.255[255]

( الإيمان مُثْبَتٌ في القَلْبِ آالجِبال الرَّواسي وزيادَتُهُ ونَقْصُهُ آفرٌ )

Bu hadis uydurmadır.

Râvilerinden olan Ebû Mutî el-Belhî   bir önceki hadiste de geçtiği gibi bu hadisin de  illetidir.  Çünkü  kendisi  hadis  uydurmaktadır.  İbn  Hibbân,  ez-Zehebî,  İbn  Hacer İbnu’l-Cevzî256[256]  ve es-Suyûtî bunu bu şekilde ifade ederler. Ayrıca  bu  uydurma  hadis  imanın  arttığını  açıklayan  birçok  âyete de  muhâliftir. Örneğin; (... imanlarını bir kat daha arttırsınlar diye...)257[257] (...ليزداد الذين آمنوا ايمانا...)

 

126. Ümmetimin alimleri İsrail oğullarının peygamberleri gibidir.

(علماء أمتي آأنبياء بني إسرائيل)

Bu hadisin aslı yoktur.

Alimlerin bu hadisin aslının olmadığına dair ittifakları vardır. Dalâlette olan Kadiyâniyye taifesi peygamberliğin hâlâ devam ettiğine delil olarak bu hadisi getirirler. Sahih olsaydı bile onların aleyhine delil oturdu. Biraz düşünen bunu anlar.

 

127. Kim akşam ile yatsı namazı arasında yirmi rek’at kılarsa Allah ona cennette bir ev bina eder.258[258]

(من صلى بين المغرب والعشاء عشرين رآعة بني الله له بيتا في الجنة)

Bu hadis uydurmadır.

Ravilerinden olan Ya'kub b. el-Velîd hakkında İmam Ahmed şöyle der; « büyük yalancılardandır, hadis uydurur »259[259] İbn  Ma'in  ve  Ebû  Hatim  de bu  ravinin  yalancı  olduğunu  söylemişlerdir,  buna rağmen es-Suyûtî hadisi el-Câmiu's'Sağîr de zikreder!

 

128. Kim akşam namazından sonra konuşmadan Önce altı rak'at namaz kılarsa bu sebeble elli senenin günahları affolunur.260[260]

(من صلى ست رآعات بعد المغرب قبل أن يتكلم غفر له بها ذنوب خمسين سنة )

Bu hadis çok zayıftır.

Ebu  Zur'a  şöyle  der;  «  bu  hadis  uydurmaya  benzemekte,  ravilerinden  olan Muhammed b. Gazavân ed-Dımeşkî'nin hadisi münkerdir »261[261]

 

129. Kim akşam namazından sonra iki namaz arasında kötü bir şey konuşmadan altı rek'at kılarsa, bu onun için on iki senelik ibâdete denktir.262[262]

(من صلى بعد المغرب ست رآعات لم يتكلم فيما بينهن بسوء عُدِلنَ لَهُ بعبادة ثنتي عشرة سنة )

Bu hadis çok zayıftır.

et-Tirmizî  hadisin  garîb  olduğunu  ve  ancak  Ömer  b.  Ebî  Has'am  kanalıyla bilindiğini  söyledikten  sonra,  Buharî’den  bu  râvinin  hadisinin  münker olduğunu  ve râvinin çok zayıf olduğunu aktarır. ez-Zehebî de bu râvinin iki münker hadisi olduğu ve birisinin de yukarıdaki rivayet olduğunu söyler.

 

130. Her akan kana abdest gerekir.263[263]

(الوضوءُ من آل دمٍ سائل)

Bu hadis zayıftır.

ed-Dârekutnî hadisi tahric ettikten sonra şöyle der;          « râvilerinden olan Ömer b. Abdu'1-Aziz, Temîm ed-Dâri 'den duymamıştır ve onu görmemiştir. Yezîd b. Hâlid ve Yezîd b. Muhammed ise mechûldurlar.» Bu hükme ez-Zeylaî de264[264]   katılmıştır. Ayrıca hadisin bir başka illeti de  vardır, o da râvilerinden olan Bakiyye b. Velîd müdellistir, an’ana sigasıyla rivayet etmiştir.

Hadisi İbn Adiy yine Bakiyye'nin olduğu başka bir yoldan rivayet etmiştir, ancak râvilerinden olan Ahmed b. Ferec yalancıdır.

Hak  olan  şudur  ki,  kanın  çıkmasıyla  abdesti  gerekli  kılan  hiç  bir  sahih  hadis yoktur.  Asıl  olan  beraattır,  yani  konu  hakkında  bir  nass  olmadıkça  kanın  çıkması abdesti bozar diyemeyiz. Bu Ehli Hicaz'in mezhebidir, Medine Ehli’nden el-Fukahâu's- Seb'a da aynı görüştedir. Bu konuda bazı sahâbeden birtakım fiiller naklolunmuştur.

(أن ابن عمر بثرة في وجهه فخرج شيئ من دم فحكمه بين أصبعيه ثم صلى ولم یتوضأ )

( İbn Ömer (r.a.) yüzündeki bir sivilceyi sıkar, bunun üzerine kandan bir şey çıkar, iki parmağıyla ovar sonrada abdest almadan namaz kılar. )265[265] Bu eserin senedi sahihtir. İbn Ebî Şeybe buna benzer bir eseri Ebû Hureyre'den de (r. a.) rivayet etmiştir. Yine  sahabeden  olan  Abdullah  b.  Ebî  Evfa  (r.a.)  namazdayken  kan  tükürür  ve namazına devam eder.266[266]

 

131. Deniz yoluyla ancak hac yapan, umre yapan veya Allah yolundaki gazi gider. Çünkü denizin altında ateş, ateşin altında deniz vardır.267[267]

(لا يَرآَبُ البحرَ الا حاجٌّ أو معتمرٌ أو غازٍ في سبيل الله فان تحت البحرِ نارًا وتحت النارِ بحرًا )

Bu hadis münkerdir.

Bu hadis, hadis imamlarının ittifakıyla zayıftır, el-Buharî sahih olmadığını, İmam Ahmed garîb olduğunu, Ebû Dâvud râvilerinin mechûl olduğunu, el-Hattabî de alimlerin bu hadisin isnadını zayıf kıldıklarını söyler.268[268]

Hadis başka bir kanaldan da gelmiştir ancak râvilerinden olan Halîl b. Zekeriyyâ terkedildiği  için,  yani  hadisin  senedi  çok  zayıf  olduğundan  bir  yukarıdaki  hadisi kuvvetlendirememektedir.

Bu   hadiste    ilim    talebi,    ticaret    ve    benzeri    menfaatler    için    deniz    yolunun kullanılmasının  yasaklılığı  sözkonusudur.  Ancak  hikmetli  olan  Şâri’nin  maznun  bir sebeb  olan  denizde  boğulma  sebebiyle  insanları  maslahatlarından  alıkoyması  kati surette makûl değildir. Diğer taraftan Allah Teâlâ kulları için gemiler yarattığı ve deniz yolculuğunu onlar için kolaylaştırdığından, kullarının minnettar olmalarını istemektedir.

O söyle buyurur:

(وآیةٌ لهم أنَّا حَمَلْنا ذُرِّیَّتَهم في الفُلْكِ المَشْحونِ. و خلقنا لهم من مثله ما یرآبون )

(Onların zürriyetlerini dopdolu bir gemide taşımamız da onlar için büyük bir ibrettir. Onlar için, bunun gibi binecekleri başka şeyler de yarattık)269[269]

Bu ayet, yukarıda geçen hadisin zayıf ve münker olduğuna delildir. Bunu Nebî (s.a.s.)'in bir hadisi de teyid eder:

(المائد في البحر الذي یصيبه القيء له أجر شهيد والغرق له أجر شهيدَیْن )

( .......denizdeki kişiye kusma isabet ettiğinde bir şehid ecri alır. Boğulduğunda iki şehid ecri alır) Bu hadisi Ebû Dâvud ve Beyhakî hasen bir senedle tahric etmişlerdir.270[270] Hadiste kayıt ve şartsız deniz yolculuğuna teşvik vardır.

 

 

MUHADDİS MUHAMMED NÂSİRUDDİN EL-ALBÂNİ’NİN BU SERİSİNDEN SEÇME RİVÂYETLER

 

                                                      SON

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>Kaynakları için Tıklayınız<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<
Facebook beğen
 
 
23.09.2007 Tarihinden BeriToplam 105641 ziyaretçiKişi zİyaret Etti
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol